AĞAÇLAR KONUŞUYOR

Kolonilerin Gıdası Ekmek Ağacı

Pasifik'in kolonileştirilmesinde önemli bir rol oynamış ekmek ağacı, Kaptan James Cook'un dünya çapındaki ilk büyük yolculuğuna eşlik eden kaşif ve doğa bilimci Joseph Banks'in Tahiti'den bulup Batı'ya tanıttığı egzotik türler arasında. Ekmek ağacının, plantasyonların karlılığını artırabileceğini, köleleştirilmiş insanları beslemenin ucuz bir yolu olabileceğini ilk o fark etmişti.

3000 Yaşında Bir Ağaç

Papua Yeni Gine ve yakın adaların yerli türü ekmek meyvesinin vahşi atası olan ve Batılılar onunla tanışmadan çok daha önce, yerel dilde "ulu" denen bu güzel meyve ağacı, ilk olarak 3000 yıl kadar önce yetiştirilmeye başlamış; yüzyıllar boyunca da kültürel ve manevi yaşamının önemli bir parçası olmuştu. Polinezya kültüründe, dinsel bir karşılığı da var ağacın. Hawai tanrısı Kū ilgili öykülerden birinde; Tanrı, ailesini ve köyünü açlıktan korumak için kendisini ekmek ağacına çevirir. Birkaç açgözlü adam tüm meyveleri alıp kaçtığında, ağaç toprağa çekilir - çünkü onun armağanları paylaşılmak içindir, sömürülmek için değil. Hikayeye göre, adamlar tövbe edip meyveyi geri verirler ve ağaç herkesin yararına yeniden büyümeye başlar.

Ekmek Ağacı Nedir?

Ekmek ağacının bilimsel adı, Artocarpus altilis. Dutgiller (Moraceae) familyasına dahil. Anavatanı Hint Okyanusu'nun doğusu ve Büyük Okyanus'un batısındaki adaları kapsıyor, diğer tropik bölgelere de buradan yayılmış. Sağlam gri-kahverengi bir gövde ile 25 metre yüksekliğe kadar büyüyen bu heybetli ağacın tek bir bireyi, yılda 50 ila 150 meyve üretebiliyor. Her iki cinsiyetten çiçekler aynı ağaçta açıyor; her çiçek süngerimsi çekirdeğe bağlı binlerce minik çiçekten oluşuyor. Dişi çiçekler gelişerek yuvarlak veya hafif oval, kaba pütürlü kavun büyüklüğünde, nişastaca zengin etli meyvelere dönüşüyor. Açık yeşil, olgunlaştıkça sararan bu nişastalı meyvenin kremsi beyaz veya soluk sarı renkte etli kısmı, bazı vitaminler açısından da son derece zengin. Kullanım ve tat olarak patatese benziyor, pişince ekmeği andıran koku ve dokuya sahip.

Sakızlı Beyaz Bir Özsuya Sahip

Kesildiğinde ağacın her parçası, olgunlaşmamış meyveleri sakızlı beyaz renkte bir özsu salgılıyor; bu özsu cilt rahatsızlıklarının tedavisinden tekneleri ve evleri kalafatlamaya, birçok farklı alanda kullanılabiliyor. Ağacın ahşabı güçlü, elastik ve termit geçirmez olduğu için inşaat ve mobilya yapımı için de uygun. Hafifliği nedeniyle ahşabından kano ve sörf tahtaları da yapılıyor; iç kabuğundan elde edilen lif oldukça dayanıklı, bu liflerden güçlü ipler yapılıp örneğin koşum takımı üretilebiliyor.

İnanılmaz Bir Keşif

Ekmek ağacını ilk keşfedip, ona "ekmek meyvesi" anlamına gelen "breadfruit" adını veren 1686 yılında Guam'da bu bitkiyi örnekleyen William Dampier olmuş. Guam ziyaretinden iki yıl sonra bugün Endonezya diye bildiğimiz Açe'de yakalandığı büyük fırtınadan sağ çıkmamış olsaydı, breadfruit adını hiç almamış olacaktı belki de. Dampier, ekmek ağacıyla karşılaşan ilk Avrupalıydı belki ama onun tropikal bölgelerde yetiştirilebilecek, ucuz bir gıda ürünü olarak potansiyelini ilk fark eden İngiliz doğa bilimci Sir Joseph Banks olmuştu. 1769 yılında Kaptan Cook'un gemisi HMS Endeavour'la çıktığı dünya yolculuğu sırasında Tahiti'ye geldiğinde, karşılaşır ekmek ağaçlarıyla ve kolay yetişip hemen besleyici meyveler veren bu ağaçların plantasyonlarda verimi artırabileceğini düşünür. Sömürgelerde çalışan köleler için yeterli besin maddesi elde edebilmek, böylece de İngiliz şekerkamışı endüstrisini canlandırmak istiyordu.

Ekmek ağacının birçok farklı alanda kullanıldığını da not eder. Tahitililerin sörfün mucidi olduğunu ve kullandıkları tahtayı ekmek ağacından yaptıklarını da anlıyoruz, böyle ilginç bir bilgi de var gezi notlarında. Ekmek ağacının odunu hafif, esnek ve güçlü olduğundan bu amaç için idealdi ve tabii ki Tahiti'de de bol miktarda bulunuyordu.

Banks'in ekmek ağacını ucuz köle yemeği olarak önermesi, tüm zamanların en büyük yelken maceralarından ve isyanlarından birine de zemin hazırlar. 1787'de İngiliz hükümetinin kaptanı William Bligh, Tahiti'den Karayiplere ekmek meyvesi getirmek için Bounty ile on ay süren deniz yolculuğundan sonra hedefine ulaşır ama ekim mevsimini kaçırmıştır; ekibindeki bahçıvanlar ancak beş ay sonra 1.000'den fazla ekmek ağacı fidesini toplayıp gemiye alabileceklerdi. Tabii mürettebatın çoğu adadaki yaşamdan o kadar büyülenir ki ayrılmak istemez. Yola çıkıp okyanusta bir ay yol aldıktan sonra ekibin yarısı isyan eder; kaptanı ve taraftarlarını küçük bir tekneye bindirip açık sulara bırakırken, ekmek ağaçlarını denize atarlar ve Tahiti'ye geri dönerler. Bu küçük tekneyle okyanusta yol alan Bligh ve adamları ise mucizevi biçimde İngiltere'ye geri dönerler.

İki yıl sonra, 1791'deki Bligh'in komutasındaki ikinci ekmek ağacı seferi bu kez başarıya ulaşır ve  544 ekmek ağacı ile 633 bitki Batı Hint Adaları'ndan St. Vincent'teki botanik bahçesine getirilir.  Ekmek ağacı fideleri buradan Dominika ve Trinidad dahil olmak üzere Batı Hint Adaları ve Guyanalar boyunca İngilizlerin ele geçirdiği adalara dağıtılır. Kolonilere ulaşıp, ilk meyvelerini vermeye başlar ama hemen kabul görmez; ekmek meyvesini reddetmenin köleliğe karşı durmakla ilgili sembolik anlamı da vardı. 1962'de bağımsızlığın kazanılmasından sonra ekmek ağacı "sömürgeci" anlamını yitirir ve Jamaika mutfak kültürünün temel dayanağı haline gelir.

İngilizlerin yanı sıra Fransızlar da ekmek ağacının yaygınlaşmasını sağlar, özellikle  Mauritius'taki Pamplemousse Botanik Bahçesi'nde farklı türlerde ekmek ağacı yetiştirmeye çalışır. Artocarpus camansi türü ekmek ağacı 1776'da Filipinler'de toplanıp 1780'lerde Karayiplerdeki dahil tüm Fransız kolonilerine gönderilir. Kel kele olarak bilinen çekirdeksiz bir Tongan ekmek ağacı çeşidi, 1790'ların sonlarında Martinique, Guadeloupe ve Cayenne, Fransız Guyanası'na ulaşmıştı. Bugün ise Afrika, Avustralya, Güney Amerika, Güney ve Güneydoğu Asya dahil olmak üzere 90'a yakın ülkede yetiştiriliyor.

Bunlarda ilginizi çekebilir: Etnografya Müzesi

Rogers Stirk Harbour

Tahitililerin sörfün mucidi olduğunu ve kullandıkları tahtayı ekmek ağacından yaptıklarını da anlıyoruz, böyle ilginç bir bilgi de var Banks'in gezi notlarında. Ekmek ağacının odunu hafif, esnek ve güçlü olduğundan bu amaç için idealdi ve tabii ki Tahiti'de de bol miktarda bulunuyordu.

stock-photo-breadfruit-tree-artocarpus-altilis-with-its-juicy-fruits-it-is-a-plant-originally-from-malaysia-1922108996
stock-photo-breadfruit-tree-maldivian-nature-bread-tree-with-fruits-on-it-maldives-green-tree-tall-leaf-1178402038

Yorum Yaz

{{user.tamisim}} {{user.tamisim}}