Ahşabın yaşamımızın her alanında bize en büyük yardımcı olduğunu artık kabullenme vakti. Çünkü barınaklarımızı ahşap yaparak başlattığımız birliktelik, ahşap giysiler, ahşap kaşıklar, tabaklar, ahşap beşikler ya da mezarlar... yani her alanda daima ahşap yanımızda. Artık arkeolojik kazılarla dünya tarihi değişirken de en çok öne çıkan- tarihlenen malzeme ahşap.
Demet Sürücü
Ahşabın son on yılda yapı endüstrisindeki değişimine, endüstriyelleşmedeki hızı ve yenilenebilir tek mühendislik malzemesi olması da eklenince, mimar ve mühendisler ahşabı yeniden keşfetmeye başladı.
Ahşap bugün çağdaş mimarinin de vazgeçilmez bir yapı elemanı, hatta ‘’Ahşap, gelecektir’’ diyen, ahşapla tasarlayan mimarların sayısı giderek artıyor. Londra’da 2009 yılında Waught Thistleton Mimarlık Ofisi'nin tasarlayıp inşa ettiği Murray Grove Binası'nın çok katlı bir konut yapısı olarak yakın tarihte yerine almasıyla, ahşabı çok katlı konut mimarisinde daha çok görmeye başladık. Ahşap yapılar tüm dünyada hızla yükselmeye başladı ki bu ahşabın değerinin malzeme olarak yükselişi anlamına da geliyor.
Norveç’in fiyortlara açılan kapısı olarak tanınan Bergen şehrinde, 2015 yılında Treet adında 14 katlı bir bina inşa edildi. Norveççe "ağaç" anlamına gelen Treet projesinde, ahşap yapının bir ağacın yükselmesi gibi inşaası hedefleniyordu. Yapının inşası öncesinde mimari projelendirme ve mühendislik hesaplamaları için oldukça titiz davranan ekipler, sonunda ahşap hibrit bir yapı inşa etti. Yapı, ahşap prefabrik olarak inşa edilmiş daireler, lamine ahşaptan bir kafes ve son yılların en popüler endüstriyel ahşabı, çapraz lamine ahşaptan inşa edilen asansör şaftı, merdivenleri ve balkonu ile ahşap-ahşap hibrit olmanın hakkını verdi.
Treet inşa edilmeden önce en yüksek ahşap yapı olarak kabul edilen Forte, 2010 yılında Melbourne’de inşa edilmişti. CLT (cross laminated timber) denen çapraz lamine ahşapla 10 katlı olarak (33 m yükseklikte) inşa edilen bir konut binasıydı. Eğer yeni bir çok katlı ahşap konut inşa etmek isterseniz ve ahşabın bir mühendislik malzemesi olarak ön plana çıkmasını hedefliyorsanız, daha iyi mühendislik hesapları yapmanız gerekiyor. 14 katlı, 48 m yükseklikte ahşap hibrit bir yapı olarak inşa edilen Treet binasından sonra daha yüksek katlı ahşap yapılar inşa etme yarışı da başlamış oldu. Ahşap, çelik ve betonarme ile bir çok defa karma yapılar içinde kullanılmıştı fakat Treet sadece dört katta bir eklenen ve güç katı adı verilen bir beton blok dışında tamamen ahşapla inşa edildi.
Treet Binası ahşap kısmının ayak izi, 21mx21 m, yapının bodrum katı beton ve bina yere 102 adet çelik kazık ile bağlanıyor. Treet inşa edilirken Bergen’deki yağış ve rüzgar yükleri sebebi ile ikinci bir taşıyıcı sisteme ihtiyaç duyulmuş. Tabakalı ahşap iskelet, 5. kattaki 3 metre yüksekliğe sahip tabakalı kafes giriş ve 5. kata bir platform yapısı eklenerek daha yüksek katlardaki kuvvetlerin tamamı tabakalı ahşap iskeletlerle yere aktarılmış. Platform yapısına “Power Floor” (Güç Katı) adı verilirken, platform yapısında özel bir modüler daireye yer almış ve “Power Floor Apartment” (Güç Katı Dairesi) olarak adlandırılmış. Platformun üzerinde (5. kattan sonra) üst kattaki modüler daireler için temel olacak bir beton döşeme yapılmış ve böylece ilk 4 kattaki prefabrik modüler daireler, tabakalı ahşap iskeletler içinde birbirlerinin üzerine yüklenmiş. Güç katı 5. kata yerleştirilerek aynı çalışma tekrarlanmış, platforma 4 kat daha modüler daire eklenmiş. Ayrıca 10. kata bir “platform veya güç katı” daha eklenmiş ve aynı işlemi tekrarlayarak 4 kat daha modüler daire eklenerek ve toplam 14 kata ulaşılmış.
Yapı, ahşap inşa etmek isteyenlerin en büyük korkusu; yangın ve ahşabın davranışına verdiği yanıtla da ön plana çıkıyor. Kullanılan tabakalı ahşabın 90 dakika boyunca çökmeyeceği yapılan testlerle kanıtlanmış. Yapı Norveç’te çok katlı ahşap yapı inşa etmek için verilen izinleri, ulusal mevzuatları konuşmanın da başlangıç noktası olmuş. 2015 yılından sonra tüm dünyada ahşapla yüksek katlı yapı inşası devam ediyor. Kanada’nın Quebec şehrindeki Originie 13 (2017), Montreal’deki Arbora Projesi (2016), British Colombia’da 18 kat ile masif ahşap ile inşa edilen yapı örneklerinin en yükseği olan 18 katlı Brock Commons Tall Wood House’un (2017) ardından Norveç’in başkenti Oslo’nun kuzeyinde, Brummundal’da, Temmuz 2019’da 18 katlı, 85.4 m yüksekliğindeki yapı Mjostornet yükseldi. Ahşap yapılar, yükselmeye ve ahşaba değer katmaya devam ediyor. Mjostronet hala dünyanın en yüksek ahşap yapısı ünvanını koruyor.
Ahşapla bina inşa etme yarışının arkasında karbon yutağı haline gelen bina sayısını arttırmak var. Treet ile yaklaşık 2000 tonluk COշ depolanmış. Bu rakam bir yıl içinde 1300 otomobilin COշ emisyonuna eşittir. Yarış, dünyayı daha yaşanılabilir hale getirmek için ahşabın doğal, kaynağı yenilenebilir ve karbon yutağı bir malzeme oluşunu anlatma yarışı.
Unutmamamız gereken bir not ile bitirelim: Kaynağı yenilenebilir tek yapı malzemesi ahşaptır. Öyleyse ormanlarımızı korumaya, içinde barındırdığı canlılar için, en büyük tüketicisi olan insanlar için; daha verimli hale koruyarak getirmeye, doğru ormancılık planlamaları yapmaya ve ahşap yapılar inşa etmeye devam edelim. Ahşap her yerde yükselmeye devam ediyor.
DİĞER YAZILAR
Yorum Yaz