Amerika'nın Devi

Sekoya Ağacı

Ağaç dünyasının titanları olan sekoyalar, başka bir dünyadan gelmiş gibi görünüyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin kuzeybatısındaki Kaliforniya ve Oregon eyaletlerinde doğal olarak yetişen bu iki ağaç türüne sekoya deniyor.

Gezegenin en uzun ağacı hangisi?

Şu anda gezegende kaydedilen en uzun ağaç, kıyı sekoyası olan Sequoia sempervirens; günümüzde rekor, Kaliforniya'daki Redwood Ulusal Parkı'nda yetişen 115.5 metre boyunda olan Hyperion'a ait. Ağustos 2006'da iki Doğa Bilimci Michael Taylor ve Chris Atkins'in keşfettiği bu ağacın yaklaşık 600 yaşında olduğu tahmin ediliyor.

Ormanların uzun ömürlü sakinleri olan kıyı sekoyaları 1.000 ila 1.200, hatta 2.200 yaşına kadar ulaşabilecek kapasiteye sahip; o yüzden Hyperion'un hâlâ bir fidan sayıldığını söyleyebiliriz. Kitle ölçümüne göre en büyük ağaç türüyse, sekoyaların en yakın akrabası California, Siearra Nevada bölgesine özgü mamut ağacı, Sequoiadendron giganteum.

Avrupalı ​​yerleşimciler Kuzey Amerika'nın batı kıyısına ilk vardıklarında, kıyı sekoyalarının 648.000 ila 769.000 hektar alanı kapladığı, ancak o zamandan bu yana yaklaşık 40.500 hektarın ağaç kesimi ve orman nedeniyle kaybolduğu düşünülüyor. Bu devler, Kaliforniya eyaletinde güneydeki Monterey County'den kuzeydeki Oregon'a sadece 22,5 kilometre kadar, 8 ila 40 kilometre genişliğinde, Pasifik Kıyısı boyunca 'sis kemeri' olarak bilinen uzun, dar bir koridorda doğal olarak büyüyorlar. Bu devleri örten sisler de sekoya ormanlarında önemli bir rol oynuyor.

Dev sekoyanın herdem yeşil yaprakları var; sürgünler boyunca da spiral şeklinde dizilmiş. Dişi kozalakların olgunlaşıp 2002’den fazla tohum saçıncaya kadar on sekiz ila yirmi ay yeşil ve kapalı kalıyor. Özellikle sislerin daha sık olduğu ve yağmurun az olduğu yaz aylarında bağıl nemi artırıp buharlaşma oranlarını ve terlemeyi azaltarak kuraklıktan kaynaklanan stresin hafifletilmesine yardımcı oluyor. 

Sekoya adı nereden geliyor?

Sahil sekoyasının ilk yazılı açıklaması 1769'da, Santa Cruz Dağları yakınlarındaki İspanyol Portola Keşif Gezisi sırasında ağaçları gözlemleyen Fransisken misyoner Peder Juan Crespí'nin günlüklerinde ortaya çıktı. Şöyle yazmış: "Bu bölgede bu ağaçlardan çok sayıda var; araştırma ekibinin kimse onları tanımadığı için renklerinden dolayı bunlara kırmızı ağaç [palo colorado] adı verilmiş." Yirmi beş yıl sonra 1794 kışında, Vancouver Keşif Gezisi'nden Archibald Menzies, botanikçi Aylmer Bourke Lambert'in Taxodium sempervirens diye adlandırdığı bir örnek toplamış. Sempervirens türü adı 'her zaman' ve 'yeşil' anlamına gelir ve bu da onu Taxodium cinsinin yaprak döken diğer üyelerinden ayırıyor. Daha sonra 1847'de Avusturyalı botanikçi Stephen Endlicher bu türü Sequoia sempervirens olarak revize etmiş. Sequoia ismi, George Gist olarak da bilinen, Cherokee alfabesini icat etmesiyle ünlü efsanevi Cherokee şefi Sequoyah'dan geliyor. 

Kaliforniya'da rekor kıran dev sekoya, Sequoiadendron giganteum, Sierra'nın batı yamaçlarında yetişir. Nevada, sahil sekoyasının habitatından daha kuru ve bu sekoyanın başarılı bir şekilde yenilenmesi doğal yangınlara bağlı. Genellikle 45 santimetre kalınlığında ve kırmızımsı kahverengi renkte, son derece kalın, süngerimsi, ateşe dayanıklı bir kabuğa sahip; ilk dalları da orman yangınlarının ulaşamayacağı kadar yüksekte. 

Dünyanın en büyük canlı organizması 

Yangınlar, orman zeminindeki yaprak çöplerini yakarak tohumların filizlenmesi gereken mineral toprağı açığa çıkarıyor. Yangınlardan gelen ısı aynı zamanda yirmi yıla kadar açılmadan kalabilen kozalakların her birinde yaklaşık 230 minik tohumun açığa çıkmasına neden oluyor. Ardından bunlar aşağıdaki mükemmel tohum yatağına doğru süzülüyor. Bu dev sekoyalar; kıyıdaki sekoyalardan bile daha uzun süre 3.200 ile 3.300 yıl arasında yaşayabiliyor. Halen ayakta kalanların en eskilerinden biri Sequoia Ulusal Parkı'nda 2500 yıldır varlığını sürdüren General Sherman, dünya üzerindeki en büyük canlı organizma; 83,8 metre yüksekliğinde ancak 31,3 metre çevresi ile 1.487 metreküp hacme sahip. Ağırlığının 2.500 ton olduğu tahmin ediliyor. 

Bu devlerin ağaç kesimi, 1852'de Calaveras Korusu'nda ayı avcısı Augustus T. Dowd tarafından keşfedildikten kısa bir süre sonra başlamış. Bununla birlikte, bu devasa ağaçları taşımanın ve kesmenin zorluğu ve kesildiğinde ayrılma veya parçalanma eğilimleri, çok az kişinin korulardan bıçkıhanelere gidebildiği anlamına geliyordu. Kerestenin çoğu, yüksek dayanıklılığı nedeniyle tercih edilen çatı kiremitleri ve çit direklerinin üretiminde israf edilmiş. Kesilen ağaçların tamamının ormanlarda yerde bırakılması, İskoçyalı Amerikalı doğa bilimci ve yazar John Muir ve diğerlerinin önderlik ettiği koruma hareketlerinin harekete geçmesini ateşlemiş.

Çoğu insan sekoyaları başını havaya kaldırarak izliyor ama ağaçların tepesini araştıran botanik bilimciler yerden 90-105 metre yükseklikte yeni bir dünya keşfetmiş. Bazıları 2000 yaşında olan sekoyaların dalları toprakla kiç bağlantısı olmayan 180'den fazla canlı türüne ev sahipliği yapıyor. Ağaç dallarındaki yüzlerce yıllık birikintilerde eğreltiotları, yabanmersinleri, hatta ormangülleri yaşıyor. 

Bunlar da ilginizi çekebilir:

shutterstock_242849440-min

Bazıları 2000 yaşında olan sekoyaların dalları, toprakla kiç bağlantısı olmayan 180'den fazla canlı türüne ev sahipliği yapıyor.Ağaç dallarındaki yüzlerce yıllık birikintilerde eğreltiotları, yabanmersinleri, hatta ormangülleri yaşıyor. 

shutterstock_1833715132-min

Yorum Yaz

{{user.tamisim}} {{user.tamisim}}