Mavi Altının Kaynağı: Çivit Ağacı
Bir zamanlar sadece en zenginlerin ve asillerin ulaşabildiği indigo, yani "mavi altın" veren çivit ağacı, kölelik ve acılarla dolu çalkantılı bir tarihe sahip; Akdeniz Havzası, Afrika, Uzak Doğu, Çin, Malezya, Hindistan, Bangladeş, Endonezya, Java ve Takım Adalar hatta Peru, Güney Amerika gibi çok geniş bir coğrafyada yüzyıllar boyunca kültürün bir parçası olmuş.
Çivit ağacı (Indigofera), Fabaceae (Baklagilller) familyasına ait bir ağaççık. 800 cinsi olan bu bitki, tropik ve subtropik bölgelerde, deniz seviyesinde ya da 1650 metre rakıma kadar yetişiyor. Çivit açısından en verimli olan tür olan İndigo ağacının (Indigofera tinctoria L..) anavatanı ise Hindistan ve Güney Asya.
Indigofera suffruticosa ve Indigofera micheliana rose ise ticari amaçla Güney Asya, Güney Amerika ve Japonya’da tarımı yapılan türler arasında. Indigofera arrecta türü, 19. yüzyıl ortalarında Java Adaları’na getirilmiş, o yüzden Java indigosu diye literatüre geçmiş. Aslında Sahra Altı Afrika kökenli olan bu tür, Endonezya, Vietnam, Laos ve Filipinler’de yetiştirilmiş, bugün de hala yetiştirilmeye devam ediyor. Indigofera coerulea olarak bilinen türü Kuzeybatı Hindistan, Arap Ülkeleri ve Batı Afrika gibi daha kurak bölgelerde yetiştiriliyor.
Ölüleri süsleyen çivit mavisi
Çivit bitkilerinden indigo, yani mavi pigment üretme işi, hem Kolomb öncesi Yeni Dünya'da hem de eski dünyada, farklı zamanlarda, birbirinden bağımsız birçok yerde keşfedilmişti; mavi rengin kullanımı en az 6.200 yıl önceye kadar uzanıyor. M.Ö. 700 yılına gelinceye kadar İnkalar çivit mavisi ile boyadıkları kumaşlarla ölüleri süslemişler; Aztekler ilaç olarak kullanmış; Mayalar da çivit mavisini duvar resimlerinde, heykellerde, seramiklerde ve yine kumaş boyamada kullanmışlar.
M.Ö. 3000'lerde Çinliler ipekleri çivit mavisine boyamışlar; M.Ö. 2000'lerde Babilliler, çivit mavisine kesin bir referans olarak kabul edebileceğimiz “maviye boyanmış giysilerden” bahsediyorlar. İbraniler de M.Ö. 2000 'den beri çivit mavisini diğer boyalarla birlikte kullanmış.
Mısırlılar M.Ö. 2000'den önce yün boyamaya başlamışlar ama mavi boyalarını nasıl yaptığı konusunda tartışmalar sürüyor. Afrika veya Arabistan'da Güney Kızıldeniz bölgesi olduğu sanılan, yazıtlardaki gizemli "Punt" ülkesinden getirildiği ya da çivitotundan üretilmiş olabileceği düşünülüyor. Yeniden diriliş inancı olan Mısır’da, mavi boyalı giysiler, ölen kişiyi ölümden sonraki yaşamında kötülüklerden koruyan bir tılsım olarak kabul edilmiş. Antik dönem uygarlıklarında mavi, ölüm ile ilişkilendirilmiş. Cenaze törenlerinde ve dini ayinlerde yas rengi olarak kullanılmış.
"Mavi altın" denmesi boşuna değil
M.Ö. ilk bin yılda, Güneydoğu Asya halkı mavi boyayı çivit ağacından, Indigofera tinctoria'dan elde ediyordu. Hindistan'da çivit, sonsuzluğun ve tanrı Krishna'nın rengidir. Geleneksel indigo üretiminde çivit ağacının yaprakları kireç ya da idrarla karıştırılıp boya teknelerinde mayalanmaya bırakılıyor ve sıvı buharlaşıp işlendikten sonra elde edilen indigotin denen mavi toz elde ediliyor.
Güney Asya'dan, Hindistan'dan alınıp İpek yolu üzerinden Batı'ya taşınan çivit, Antik Yunan ve Roma'da da çok seviliyordu; Antik Mısır'da olduğu gibi antik Roma ve Yunan'da da yas rengidir. Yunanlar indikon, Romalılar indicum demiş, bu da antik uygarlıklara da Hindistan'dan ulaştığını gösteriyor. Latince'den İtalyanca'ya ve Avrupa dillerine de "indigo" olarak geçer.
"Mavi altın" denmesi boşuna değil, elde etmesi oldukça zor ve pahalı. O yüzden çivit mavisinin, bitkinin yetiştiği, kullanıldığı, üretildiği her yerde statüyle de yakından ilgisi var.
Tropik ülkelerden gelen indigo çok pahalı olduğu için eski dünyada mavi renk, Orta Çağ’dan başlayarak 18. yüzyılın ilk yarısına kadar, çivit otu bitkisinden (isatis tinctoria) elde edilirmiş. Kuzey Avrupa’da çivitotu ticaretinden büyük zenginlik elde edilmiş.
Şeytan boya ilan edilmiş!
10. yüzyılda Avrupa’da çivitotu tarımı ve boyamacılığı özellikle Thüringen (Almanya), Alsace ve Normandiya’da (Fransa) yapılıyormuş. 18. yüzyıla kadar "mavi altın" çivitotundan üretilir ama büyük coğrafi keşifler sayesinde Avrupa’dan deniz yoluyla Hürmüz Boğazı’nı geçerek Hindistan’a ulaşabiliyor olmak, indigo ticaretinin geleneksel rotasını tamamıyla değiştirir, bu da Avrupa’daki çivit otu ticaretini sekteye uğratır. Çivit otundan elde edilen boya, tropik indigodan sağlanan ürünün kalitesi ve niceliğiyle yarışamaz çünkü.
Çivit otunun lider üreticisi olan Fransa, tropik çivit ağaçlarından elde edilen indigonun gelişini engellemek için ağır cezalar uygular, hatta “şeytan boya” olarak ilan eder ama gidişatı engelleyemez. Özellikle 18. yüzyılda çivit ağacından elde edilen indigo bütün Avrupa’ya yayılmıştır.
Acılarla dolu bir hikayesi var
"Mavi altın"ın kaynağı çivit ağacının sömürgecilikle, acılar ve kıtlıklarla iç içe geçen bir hikayesi var. İndigo, transatlantik köle ticaretinin merkezindeydi adeta. 16. yüzyılda Portekizliler, tropik çivit ağacı ticaretini ele geçirme niyetiyle, Doğu Hint Adaları'nı ele geçirirler. Portekizliler sömürgeleştirdiği Brezilya'da indigo plantasyonları kurar; üretimi artırır. Mavi renk düşkünü Avrupalıların indigo talebi o kadar artar ki çivitağacı tarımı Brezilya'da gıda üretimini de tehdit edecek noktalara gelir.İspanyollar da Indigofera tinctoria'yı Meksika, Venezuela, Ekvador ve Peru'dan alıp Avrupa'ya taşırlar.
Bunlarda ilginizi çekebilir:



DİĞER YAZILAR
Yorum Yaz