Fedakarlığın Sembolü

Kızılçam

Milyonlarca yıldır Anadolu'da varlığını sürdüren kızılçam,  Anadolu'nun kadim ağacı. Bu toprakların yerli türlerinden biri olduğu, fosil kayıtlarıyla da kanıtlanmış bilimsel bir gerçek.  O yüzden sadece bizde değil, dünyada da Türk Çamı, Türk Kızılçamı diye anılıyor.

Kızılçam'ı Tanıyalım...

Kızılçam kelimenin tam anlamıyla "küllerinden doğan" bir ağaç. Akdeniz bölgesinin kurak ve sıcak yazlarında milyonlarca yıldır süregelen doğal yangınlara karşı gelecek neslini güvenceye alabilmek adına bir adaptasyon geliştirmiş. Yaşlı kızılçamın yangını hasarsız atlatan kozalakları açılıyor ve içindeki tohumlar küle düşüyor. Ardından gelen baharda yağmurlarla beraber tohumlar çimleniyor; bir iki yıl içinde yangın yeri yeşermeye ve genç kızılçamlar başını göğe uzatmaya başlıyor.

Küresel ısınma ve insanın müdahalesinin ormanlar üzerindeki etkisi o kadar çok ki bu kızılçamın yenilenme gücünü zorluyor; o yüzden en doğru yol, ormanları en doğal haliyle bırakmak. Çoğunlukla dağlarda, 1000 metrelerden itibaren de yerini Toros göknarı ve sedir gibi kozalaklı ağaçlara bırakan Kızılçam ormanları boz ayıların,  semenderlerin, Akdeniz endemiği birçok orkide türünün ve dünyada başka yerde olmayan birçok canlının da yuvası.

Botanik özelliklerine bakarsak; Doğu Akdeniz Havzasına özgü bir ağaç olan Kızılçam (Pinus brutia Ten.), Çamgiller (Pinaceae) familyasına ait. Elverişli yetişme ortamlarında 25 metreye kadar boylanabiliyor. Kurak koşullara son derece dayanıklı, çok farklı toprak koşullarında yetişebiliyor ve 1650 metre kadar yükseğe yayılabiliyor.

Genç sürgünleri kalın ve kızıl renkte. Kabuk genç bireylerde düzgün boz renkteyken, yaşlılarda derince yarılıyor ve esmer kırmızımsı renkte ve kalın bir kabuğa dönüşüyor.  Koyu yeşil renkte, kalın ve sert iğne yaprakları 6-29 cm. uzunluğunda. 6–11 cm boyunda, topaç biçiminde sapsız ya da çok kısa saplı kozalakları var. Olgun kozalaklar parlak kırmızımsı kahverengi renkte.

Bir Akdeniz bitkisi olan kızılçam, en geniş ve zengin yayılışını Türkiye’de yapıyor. Yunanistan'ın kuzeyindeki Rodop Dağlarından doğuya doğru ilerliyor; Türkiye’de Toros dağ silsilelerini takip ederek Dicle Nehrinin de doğusuna yöneliyor. Cizre'ye ulaştıktan sonra sınırları aşarak güneyde Suriye, Lübnan, Filistin ve Ürdün'de ve  güneydoğuda yayılışının en doğu boylamı olan Irak’ta (Zavita-Atruş yöresi) doğal olarak yetişiyor. Yayılışının en batı boylamı ise, İtalya’nın Kalabriya Yarımadası; bu yüzden bazen İngilizce'de Calabrian cluster pine diye anılıyor. Ayrıca Karadeniz sahilleri boyunca örneğin Sinop Çam gölü yöresinde küçük adacıklar halinde de bulunabiliyor.

Kızılçamın biri kendisi Pinus brutia var. brutia; Muğla çevresinde doğal olarak yetişen Pinus brutia var. pendulifolia; dipten çok dallı e yuvarlak tepeli olan Pinus brutia f. agrophiotti, piramidal tepeli Pinus brutia f. pyramidalis; yoğun yapraklı Pinus brutia f. densifolia Yalt.& Boydak gibi varyeteleri doğal meşçereler kuruyor.

Akdeniz ikliminin egemen olduğu yörelerde kızılçam en ideal türlerimizin başında geliyor. Kızılcam ağaçlarının ekonomik katma değeri de çok yüksek. Dünyadaki çam balının yüzde 90'ının kızılçam ormanlarında üretiliyor. Doğal çamlarımız olan kızılçamlardan, reçine, terebentin yağı (Turpentine), çam yağı (pine wood oil), odun katranı (woodtar) ve kalofan (rosin) gibi yan ürünler üretilir.

Doğada Mitolojik Bir İz

Mitolojide Kızılçam ağacı, doğa ve ormanın güçlü sembollerinden biridir. Antik Yunan mitolojisinde, özellikle de Tanrılar arasındaki savaşın yer aldığı bir hikayede önemli bir rol oynamıştır. 

Hikayeye göre, Tanrıların Tanrısı olan Zeus, babası Kronos tarafından yutulmuş kardeşleriyle birlikte özgür olmak istiyordu. Bu amaçla, özgürlüklerini kazanmak için babası Kronos'u yenmek zorunda kaldı. 

Zeus, dev bir savaşta Kronos'u yenip yerine geçtiğinde, insanları sevdiği için onların yaşamını ve doğayı korumaya yemin etti. Bu yeminini yerine getirmek için, birçok doğal sembolü kullanmaya karar verdi. 

Kızılçam ağacı da bu sembollerden biriydi. Zeus, kutsal ağaç olarak gördüğü kızılçam ağacına kendini adadı ve insanlara doğanın korunması gerektiğini öğütledi. 

Bu hikaye, Kızılçam ağacının doğanın güçlü bir sembolü olduğunu ve doğanın korunması gerektiğini vurgulamaktadır. Antik Yunan toplumu için önemli bir yeri olan bu hikaye, günümüzde de doğayı korumanın önemini hatırlatmak için anlatılmaktadır. 

Bunlar da ilginizi çekebilir

Yeni Proje (4)

Bir orman yangını olduğunda, kızılçamın yangını hasarsız atlatan kozalakları açılıyor ve içindeki tohumlar küle düşüyor. Ardından, baharda yağmurlarla beraber tohumlar çimleniyor; bir iki yıl içinde de yangın yeri yeşermeye ve fidanlar başını göğe uzatmaya başlıyor.

Yeni Proje (6)

Yorum Yaz

{{user.tamisim}} {{user.tamisim}}