Ağaçlar Konuşuyor

Fıstık Çamı

Masmavi gökyüzüne karşı fıstık çamının koyu silueti; Fransa, İtalya, Yunanistan ve İspanya'nın Akdeniz kıyı bölgelerinde çok tanıdık bir manzara. Boyu 25 metreye kadar uzanan ağacın formu, çıplak, ince bir gövdenin üzerinde bir gölgelik oluşturacak şekilde dışarıya doğru uzanan dalları ile büyük bir şemsiyeyi andırıyor. O yüzden yaygın adlarından biri de Şemsiye Çamı.

Fıstık çamları genellikle garip, pitoresk açılarla eğiliyor; ateşe dayanıklı olan derin çatlaklı, kırmızımsı kahverengi kabukları da onların ayırt edici karakterine katkıda bulunuyor. Her ne kadar sıklıkla İtalyan Rönesans bahçelerinin ikonik bir peyzaj unsuru ve günümüzde Roma'nın sembolü olarak kabul edilse de, fıstık çamı doğal olarak geniş bir dağılım alanına sahip. Güney Avrupa'nın, İsrail'in, Lübnan'ın ormanlarında ve maki çalılıklarında görülüyor. İtalya'daki ünlü arkeolojik alanlardan biri olan Appian Yolu veya Suriye'de, Halep çamı (Pinus halepensis), yaprak dökmeyen pırnal meşesi (Quercus ilex) ve mantar meşesi (Quercus suber) ile birlikte yetişiyor. 

Toprak istekleri bakımından çok seçici olmasa da geçirgen kumlu, gevşek toprakları seviyor. Işığı seven ve gençlik evresinde hızla büyüyen ağaç, derine giden kazık kök sistemine sahip. Başta Ege Bölgesi olmak üzere Marmara, Akdeniz bölgelerinde geniş yayılış gösteriyor. Rutubetli ortamı seven ağaçlar, özellikle Temmuz-Ağustos aylarında suya ihtiyaç duruyor. Atmosferik kirliliğe ve yer altı sularındaki tuzlulaşmaya karşı duyarlı olan ağacın yangın sonrası sürgün verme kapasitesi yüksek.

Fıstık çamlarıyla ünlü Via Appia

Via Appia, Roma'yı ülkenin güneydoğusundaki Brindisi'ye bağlayan erken dönem Roma askeri yolu. Adını MÖ 312'de Samnit Savaşları sırasında ilk bölümü inşa eden Romalı sansürcü Appius Claudius Caecus'tan alan bu bölge, karakteristik fıstık çamlarıyla kaplı şimdilerde popüler bir turistik cazibe merkezi. Ağaçlar muhtemelen ilk olarak, şemsiye şeklindeki gölgeliklerinin günün sıcak saatlerinde Roma ordusunun yürüyen lejyonlarına çok ihtiyaç duyulan gölgeyi sağlaması için dikilmişti. 

Fıstık Çamı Antik Romalıların mutfağında

100 çam türü arasında fıstık çamı, gelişme süreci otuz altı aydan fazla bir süreyi bulan kozalağıyla en uzun sürede olgunlaşan çam türü. Olgunlaştığında konileri, piñon veya pinoli olarak da bilinen yenilebilir tohumlarını serbest bırakıyor. Bin tohumun ağırlığı yaklaşık 718 gram ve her birine bağlı küçük kanatla bile rüzgar tarafından etkili bir şekilde dağılmayacak kadar ağırlar; bu nedenle tohumlarını dağıtmak için ağaç hayvanlara, özellikle de kemirgenlere, İber saksağanına ve yakın zamanlarda da insanlara bağımlı. Yenilebilir tohumlar binlerce yıldır mutfak malzemesi olarak kullanılmış. Antik Romalıların mutfağında da özel bir yeri var. Hatta sert kabukları; soğuk, uzak, kuzeydeki Roma kamplarında kazılan çöp yığınlarında bile bulunmuş. Bugün, olgun, açılmamış kozalakların toplanması için uzun, kancalı direkler kullanılarak, her yıl milyonlarca kilogram çam fıstığı ticari olarak hasat ediliyor ve bunlar daha sonra tohumları serbest bırakmak için ısıtılıyor.

Tam bir vitamin deposu!

Protein ve vitamin (B vitamini) bakımından zengindir ve yaygın olarak kullanılır; fesleğen, parmesan veya pecorino peyniri, sarımsak, tuz ve zeytinyağının yanı sıra pesto sosun ana malzemelerinden biri olan Fransız ve İtalyan mutfak yemeklerinin başköşesine yerleşmiş durumda. Katalonya'da çam fıstığı kullanılarak yapılan ve geçmişi 18. yüzyıla kadar uzanan bir başka popüler tarif de çam fıstığıyla kaplanmış bir badem ezmesi topundan yapılan küçük yuvarlak keklerden oluşan 'Panellet' adı verilen bir tatlı. Çin beyaz çamından (Pinus armandii) ve Güney Kore'den Kore çamından (Pinus koraiensis) hasat edilen daha ucuz çam fıstığının Çin'den ithal edilmesine rağmen, fıstık çamından elde edilen çekirdeklerin en iyi tada sahip olduğu ve acı içermediği biliniyor. Gövdesinden çıkarılan reçinesi de cilada, keman yaylarında ve bale ayakkabılarında kullanılıyor. 

Anavatanı Akdeniz olmasına rağmen fıstık çamı artık dünyanın ikliminin uygun olduğu başka yerlerde de yetiştiriliyor. İngiltere'ye on altıncı yüzyılda tanıtıldığı ve on sekizinci yüzyıldan beri süs ağacı olarak dikildiği sanılıyor. Kew'deki Kraliyet Botanik Bahçeleri'ndeki botanik bahçesinde ilginç bir erken ekim de kayda alınmış. 1846'da Sir William Hooker tarafından dikilen ağaç, uzun yıllar bir kapta saklanınca bonsai benzeri bir yapı geliştirmiş ve  yerden yalnızca 1 metre yüksekte gövdeden büyüyen birkaç büyük dal oluşturmuştu. 

En yaşlı fıstık çamı nerede?

İstanbul Fethi Paşa Korusu'nda anıt olarak tescillenmiş olan 363 yaşındaki ağaç, bizim topraklarımızda yaşayan en yaşlı fıstık çamı olarak kabul ediliyor. 

Bunlar da ilginizi çekebilir:

shutterstock_1834595773

Anavatanı Akdeniz olmasına rağmen fıstık çamı artık dünyanın ikliminin uygun olduğu başka yerlerde de yetiştiriliyor. İngiltere'ye on altıncı yüzyılda tanıtıldığı ve on sekizinci yüzyıldan beri süs ağacı olarak dikildiği sanılıyor.

shutterstock_1779283694
shutterstock_2158140587

Yorum Yaz

{{user.tamisim}} {{user.tamisim}}