Juglans regia

Ceviz Ağacı

Çoğu tarihçi cevizin anayurdunun İran olduğunu kabul ediyorsa da bu henüz tartışılan bir konu. Doğu'da Himalayalar, Batı'da Fransa'ya kadar uzanan arkeolojik belgelerde cevizle ilgili kayıtlar bulunmuş. Tüm hesaplar ceviz ağacının, vahşi ve aynı zamanda yarı ekili bir durumda bulunabileceği Orta Asya'dan ortaya çıktığını gösteriyor. Oradan Kafkasya'ya, Çin'e, İran'a ve nihayet Avrupa'ya yayılmış. 

Ceviz Nedir? Ceviz (Juglans regia) nerede yetişiyor?

Türkiye'de Doğu Anadolu Bölgesi'nde doğal olarak yetişiyor, hemen her bölgede kültüre alınan ağaçlardan biri. Balkanlar’dan Güneydoğu Avrupa'ya, Himalaya'dan Güney Batı Çin'e uzanan bölgede yayılış gösteriyor ama en geniş ormanlar Kırgızistan'ın Jalal-Abad bölgesinde 1000-2000 metre yüksekliğindeki Arslanbob'da bulunuyor.

Cevizin avcı-toplayıcıların ilk kabilelerinin diyetine katkıda bulunduğuna inanan tarihçilere göre ceviz ağacı, yayılmasını sınırlayan son buzul çağı olmasaydı Avrupa'da daha uzak topraklara da yayılacaktı.  “Modern” cevizin tarihi ise yaklaşık 7000 yıl önce tarımının yapılmasıyla başlıyor. Bu sıralarda farklı neolitik halklar bilinçli olarak ceviz yetiştirmeye başlamış. Bununla birlikte, tarımdaki bu girişimler belgelenmemiş. Ceviz ve yetiştirilmesiyle ilgili ilk belge MÖ 1754'e tarihlenen Hammurabi Kanunu'nda yer alıyor. Cevizin Babil'in ünlü Asma Bahçesinde yetiştirildiğine dair kanıtlar da var. 

Kraliyet fındığı ya da İran cevizi

İran'da "Kraliyet Fındığı" olarak anılan cevizin sadece kraliyet tarafından tüketilmesine izin veriliyormuş. Yunanlıların Perslerle karşılaşmadan önce ceviz yetiştirdikleri açık olsa da, İran cevizi daha iri ve daha kalitelidir. Yunanlılar daha sonra Pers çeşitlerini Yunanistan'a geri getirerek çeşitlerini geliştirmişler. Theophrastus, bitkileri araştırdığı kitabında Büyük İskender'in cevizi İran'dan Yunanistan'a getirdiğini ve burada "İran Fındığı" olarak bilindiğini yazmış. Ceviz, İngiliz tüccarların ortaya çıkmasına kadar bir bin yıl daha İran Cevizi olarak bilinmeye devam eder. 

Ceviz ağacının Latince ismi

Cevizin bilimsel adı Juglans Regia. Juglans ya da Jovis Glans Latince'de "Jüpiter'in Cevizi", Regia ise "kraliyet"  anlamına geliyor. Romalılar kelimenin tam anlamıyla ağacı "Jüpiter'in kraliyet cevizi" olarak adlandırmış ve cevizin afrodizyak niteliklere sahip olduğunu düşünmüşler. Romalı biyografi yazarı Plutarch, ceviz ağacının "altında uyuyanları etkileyerek ağır uykuya dalmalarına neden olduğunu" söylese de hiçbir ceviz çeşidinin böyle bir uyuşturma etkisinin olmadığı biliniyor.

Antik kitaplarda ceviz

Birinci yüzyılda Doğa Tarihi kitabının yazarı Yaşlı Plinius, ceviz tarihini kendi versiyonunu yazarak ağacın İran kökenli olduğunu, yiyecek olmanın ötesinde birçok faydası olduğunu belirtmiş. Yün boyamak, soğan yedikten sonra nefesi tazelemek ve zehirlerden korunmak için kullanıldığını, düğünlerde damadın şarkı söyleyerek diğer gençlerin arasına ceviz saçma geleneğinin olduğunu yazmış. 

Ceviz ağacının tarihinin kırılma noktalarından biri de Pompeii harabelerinde keşfedilmesi olur. MS 24 Ağustos 79'da Vezüv Yanardağı patlayıp Pompeii'yi yerle bir ettiğinde İsis Tapınağı'ndaki bir masada diğer yiyecekler arasında ceviz de bulunur. De Materia Medica'nın yazarı Anavarzalı Dioscorides de cevizden birkaç kez bahsediyor ve diğer malzemelerle karıştırılmış ceviz tüketerek tedavi edilebilecek hastalıkları ortaya koyuyor. Sonraki iki bin yıl boyunca, bu tavsiyelerin birçoğu farklı tıbbi çalışmalarda da tekrarlandı.  

Örneğin, 11. yüzyılda Dioscorides'in bin yıldan fazla bir süre önce verdiği ilaçların birçoğundan bahseden İranlı doktor İbn Sînâ, tıbbi bitkiler kitabında cevizlerin üzerine şeker serpilerek uzun süre saklanabileceğini de yazmış.

Cevizin Keşmir'e gelişini açıklayan hiçbir yazılı kayıt yok, ancak cevizin orada yerleşik bir varlığı olduğu da biliniyor. Tarihçiler, cevizin MÖ 206 ile MS 220 yılları arasında Han Hanedanlığı döneminde Çin'e Keşmir'den getirildiğine inanıyor. Ceviz ve tohumları İpek Yolu boyunca alınıp satılırmış. Asya'daki 39 ceviz ormanının genetik örneklemesi, yalnızca insan müdahalesinden kaynaklanabilecek ortak bir soy olduğunu gösteriyor.

Ceviz ağaçları nasıl dünyaya yayıldı?

Cevizler, İngiliz ticaret gemileriyle Avrupa limanlarına da ulaşır. Kabuklu cevizler oda sıcaklığında 6 aya kadar muhafaza edilebildiğinden, eski dünya ticaret yolları için ideal bir mahsul olmuş. Sadece kara üzerinden ticareti yapılmaz; İngilizler aracılığıyla dünya çapındaki limanlarda da görünmeye başlar. Fransiskanlar, 1700'lerin sonlarında Yeni Dünya'ya da ceviz getirir, Güney Kaliforniya'daki ilk plantasyonlarda ceviz ağaçları büyümeye başlar.  Büyük ticari meyve bahçeleri daha sonra Kuzey Kaliforniya'ya ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ceviz üretiminin çoğundan sorumlu olan Kaliforniya'nın Central Valley bölgesine yayılır. Bugün ABD dünyanın en büyük ceviz ihracatçısıdır. 

20. yüzyılın ikinci yarısında, ceviz Kaliforniya'dan Şili ve Arjantin'e getirildi ve orada gelişti. Şili şu anda dünyanın en büyük üçüncü ceviz ihraç eden ülkesi. Arjantin'de ceviz, esas olarak Mendoza ve La Rioja illerinde yetiştiriliyor.  

Ceviz ağacının özellikleri

  • Dünyanın farklı bölgelerinde 18 ceviz türü yetişir

  • Topraklarımızın her yerinde kolaylıkla yetişen bir ağaç türü
  • Oldukça hızlı büyür
  • Yaprak döken ağaçlar arasında
  • Boyu 25 ile 40 metreye kadar uzayabilir
  • Ağaç kökleri 3 ile 5 metre derinliğe kadar ulaşabilir
  • Yayvan tacı olan ağaç türleri arasında
  • Yaşlandıkça rengi koyulaşır ve ağaç kabuğunda çatlaklar oluşur
  • Ceviz ağacının geniş ve elips biçiminde yeşil yapraklarının uçları sivridir.

Bunlar da ilginizi çekebilir:

Sandalye Modeli

Burçak Madran

20. yüzyılın ikinci yarısında, ceviz Kaliforniya'dan Şili ve Arjantin'e getirildi ve orada gelişti. Şili şu anda dünyanın en büyük üçüncü ceviz ihraç eden ülkesi. Arjantin'de ceviz, esas olarak Mendoza ve La Rioja illerinde yetiştiriliyor.  

shutterstock_1130768336-min

De Materia Medica'nın yazarı Anavarzalı Dioscorides de cevizden birkaç kez bahsediyor. Diğer malzemelerle karıştırılmış ceviz tüketerek tedavi edilebilecek hastalıkları ortaya koymuş. Sonraki iki bin yıl boyunca, bu tavsiyelerin birçoğu farklı tıbbi çalışmalarda tekrarlanacaktı.

shutterstock_2184391321-min
shutterstock_1762333523-min

Yorum Yaz

{{user.tamisim}} {{user.tamisim}}